Avrupa’nın en renkli 13 şehri
Seda Varlı - Salı, Ocak 29, 2019
Burano Adası, İtalya
Venedik’in rengarenk bir üne sahip Burano Adası, dantel yapma geleneği ve kanalları boyunca sıralanan birbirinden canlı renklere boyanmış evleriyle meşhur. Vaporetto veya deniz taksisi ile ulaşımın sağlandığı ada, birbirinden farklı renkli evleriyle özellikle Instagrammerlar için biçilmiş kaftan. Balıkçıların evlerini denizde daha görünür kılmak için boya seçiminde canlı tonları tercih etmesiyle ortaya çıkan bu rengarenk görüntüler, şimdilerle pek çok turistin bölgeyi ziyaret etme amacı haline gelmiş durumda.
Juzcar, İspanya
Kendinizi Şirinler Köyü’ne “şirinlemiş” gibi hissedeceğiniz Juzcar, Endülüs’ün dağlık bölgesinde yer alıyor. The Smurfs 3D filminin pazarlama kampanyasının bir parçası olarak İspanya'nın geleneksel beyaz köylerinden birini parlak mavi renkle boyamaya karar veren Sony Pictures, şehre şu andaki görünümünü vermek 4000 litre boya kullandı. Projeden önce ziyaretçi sayısı yılda yaklaşık 300 kişiyi geçmeyen kasaba, filmin ilk altı ay boyunca sergilenmesinden sonra yaklaşık 80 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
Reykjavik, İzlanda
İzlanda’nın başkenti Reykjavik, yeryüzünde kutup bölgesine en yakın şehir olarak bilinse de, İzlandalılar bu soğuk şehri nasıl ısıtacağını çok iyi biliyor! Avrupa’nın en fotojenik yerlerinden biri olan Reykjavik, görenlere Lego parçalarını anımsatan renkli bir atmosfere sahip. Dünyanın en temiz en güvenli ve en yeşil şehirleri arasında ilk sıralarda yer alan kent, sahip olduğu doğal güzellikleri ve mimarisiyle ziyaretçilerini büyülüyor!
Cinque Terre, İtalya
İtalyan Rivierası'nın engebeli sahillerinden oluşmuş bölgesi Cinque Terre’nin ismi “beş toprak” anlamı taşıyor. Monterosso al Mare, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore köylerinden oluşan bölge, renkli atmosferiyle ziyaretçilerinin aklını başından alıyor. Sahil şeridi boyunca kıymetli taşlar gibi parlayan eşsiz köy evlerinin pek çoğu UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. İtalya turizminin göz bebeği olan Cinque Terre, nefes kesen manzarası, huzur veren denizi ve benzersiz İtalyan kültürüyle ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yerini alıyor.
Nyhavn Kanalı, Kopenhag, Danimarka
Kopenhag’ın renkli Nyhavn Kanalı, şehrin iç kısmını denizle birleştirmek amacıyla inşa edilse de şimdilerde şehrin en popüler ve hareketli bölgelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Rengârenk, bitişik olarak inşa edilmiş olan geleneksel Danimarka evleriyle çevrelenen kanaldaki 20 numaralı ev müze olarak hizmet veriyor. Bunun sebebi ise meşhur Andersen Masalları’nın burada yazılması. Nyhavn'ın güneşli kuzey tarafını çevreleyen bu renkli evler, başlangıçta kentin fakir ve orta sınıf sakinleri için yapılsa da şimdilerde şehrin önemli turistik noktaları arasında yer alıyor.
Wroclaw Old Town, Polonya
İlk kez gelen ziyaretçiler için sürprizlerle dolu olan Wroclaw, Polonya’nın dördüncü en büyük şehri. Yeniyle eskiyi harmanlayan farklı bir atmosfere sahip olan kent, kimliğinin bir yansıması olan göz kamaştırıcı mimarisiyle Old Town’la (Eski Kent) görenleri kendine hayran bıraktırıyor. Gotik ve Barok'tan Art Nouveau'ya kadar uzanan Orta Çağ Pazar Meydanı'nı (Rynek) çevreleyen pastel renkli tarihi binalar, Wroclaw'u Avrupa'nın en renkli şehirlerinden biri haline getiriyor.
Longyearbyen, Norveç
Norveç’in kuzey sahili ile Kuzey Kutbu arasındaki Svalbard takımadalarının birinde yer alan Longyearbyen; muhteşem komşu buzulları, serbest gezen ren geyikleri ve isimsiz sokaklarıyla ülkenin en özel yerlerinden biri. Kuzeyde 78. Paralel üzerindeki bölge dünyanın en kuzeydeki yerleşim bölgesi olarak biliniyor. Longyearbyen’de güneş yüzünü 4 ay boyunca pek göstermese de, küçük renkli ahşap evlerin neşeli tonları şehre bir gökkuşağı havası veriyor!
Menton, Fransa
Limon kokulu şehir olarak da bilinen Menton, Provences-Alpes-Cote D’azur’de yer alıyor. Fransa’nın incisi olarak da bilinen şehir, İtalya sınırındaki son yerleşim yeri olduğundan iki ülkenin atmosferi de yaşanabilen eşsiz bir bölge. Ziyaretçiler ılık ve güneşli bir iklimde görkemli Belle Époque konaklarının büyüleyici görüntüsüne kapılırken, hem İtalyan hem Fransız mutfağının lezzetli yemekleriyle keyifli dakikalar geçiriyor.
Procida Adası, İtalya
Napoli kıyılarından yaklaşık 25 kilometre uzalıkta yer alan Procida Adası, İtalya’nın saklı cenneti olarak biliniyor. Pastel renkli evleri, pastoral limanı ve büyüleyici manzarasıyla kartpostaldan çıkmış gibi görünen ada, özellikle huzurlu bir seyahat arayanların uğrak noktalarından biri. UNESCO korumasındaki bu küçük ada Procida, pembeler ve sarılar içindeki eski binaları ile görülmeye değer.
Whitby Beach Kulübeleri, Kuzey Yorkshire, İngiltere
Whitby'deki West Cliff Beach’de yer alan kırmızı, mavi, yeşil ve sarı renklerinin koyu tonlarında boyanmış plaj kulübeleri, ikonik bir Kuzey Yorkshire manzarası sunuyor. Bu geleneksel dağ evleri, güneşlenmenin popüler bir aile eğlence aktivitesi olduğu 50'li yıllardan bu yana çok sayıda ziyaretçi alıyor.
Kapalıçarşı, İstanbul, Türkiye
Renklerin, aromaların ve farklı kültürlerin iç içe geçtiği Kapalıçarşı, Avrupa’nın hatta dünyanın en renkli yerlerinden biri. Birbirinden değerli geleneksel halıların sergilendiği çarşıya ışıltılı mozaikler eşlik ederken, mücevher ve ipek kumaşlar çarşıyı daha da benzersiz kılıyor. Bütün bunun yanı sıra lezzetli Türk kahvesi kokusunun eşlik ettiği Kapalıçarşı her sene yerli ve yabancı çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor.
Notting Hill, Londra, İngiltere
Londra’da yer alan Notting Hill’in pastel sokaklarında dolaşmak ziyaretçileri film setindeymiş gibi hissettiriyor. Portobello Yolu'nun hemen dışında kırmızı, mavi ve soluk lavanta gibi canlı renklerle boyanmış evler, bölgenin en meşhur alanı. Portobello Road Market ve Notting Hill Karnavalı ile çok sayıda turist ağırlayan kent; çeşitli sayıda kitapçı, kafe ve bağımsız butiklere ev sahipliği yapıyor.
Costa Nova, Portekiz
Portekiz’in Venedik’i olarak anılan Costa Nova, ülkenin meşhur liman kenti Aveiro’ya kısa bir mesafede yer alıyor. Geniş kum ve harika Aveiro Lagünü'ne sahip olan Costa Nova, 19. yüzyılın ortalarında özellikle sanatçı ve entelektüellerin uğrak noktalarından biri haline geldi. Bölgenin en dikkat çekici özelliği ise renkli çizgilerle boyanmış geleneksel ahşap evleri. Bir zamanlar yerel balıkçıların depo alanı olarak kullandığı bu renkli evler şimdilerde şehrin turist popülasyonunu artırmış durumda.
